Pages

Ads 468x60px

8 Temmuz 2013 Pazartesi

Otizm Taraması

Tüm çocuklara rutin otizm taraması tavsiye edildi
Hiçbir gelişim geriliği görülmese dahi, tüm çocukların otizm taramasından geçirilmesi gerektiği bildirildi. Taramanın ilk olarak 18 ay ve daha sonra da 2 yaşında yapılan sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında yapılması gerekiyor...
Amerikan Pediatri Akademisi'nin (AAP) yayınladığı yeni rehberde sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında otizm taramasının da yapılmasının erken teşhis ve erken müdahale şansını artıracağı ifade ediliyor.
AAP tarafından konuyla ilgili olarak yayınlanan raporda otizm teşhisi ve yapılan girişimlerle ilgili gelişmeler konusunda bilgiler verildi.
Otizmin olası belirtileri
Dil gelişimindeki gerilikler çocukların otizm açısından değerlendirilmeye alınmasına yol açan yaygın nedenlerden biri. Buna karşılık henüz konuşma aşamasına gelmemiş bebeklerde bu kadar belirgin olmayabilen bazı belirtilerin saptanması mümkün oluyor.
Gülümsemenin gecikmesi, anne-babanın bakışlarını izleyememe ve 10-12 ay civarında ismi söylendiğinde ya da anne-babanın işaret etmesine cevap vermemeyi de içeren bu belirtilerden bazıları bebeğin ilk doğum gününden önce fark edilebiliyor.
Otizmin diğer erken uyarı sinyallerinden bazıları ise şunlar:
Anne baba ya da bakıcısı ismini söylediğinde tepki vermemesi;
Anne-baba "şuna bak..." diyerek bir şeyi işaret ettiğinde tepki vermemesi ve kendisi anne-babasına ilginç bir nesne ya da olayı göstermek için işaret etmemesi;
6 ay civarında iletişim kurma amacıyla anne-baba ya da bakıcının konuşmalarına cevap olarak hece tekrarları yapmama;
Gülümsemenin gecikmesi;
İnsanlarla göz teması kurmaması.
Çocuğun tüylü oyuncak, battaniye veya başka bir yumuşak eşya yerine fener ışığı, anahtarlar ya da bir tükenmez kalem gibi sıra dışı eşyalara bağlılık geliştirmesi de bir sorun olduğuna işaret edebiliyor.
Ancak uzmanlar normal olarak gelişen çocukların da sıra dışı nesnelere bağlılık geliştirebileceği ya da otistik pek çok çocuğun da göz teması kurabildiğini hatırlatıyorlar. Dolayısıyla bu ince sinyallerin hiç birinin tek başına kesin bir otizm belirtisi olarak ele alınmaması gerekiyor. Ancak bunların varlığının anne-baba ve doktorlar açısından sorunun daha belirgin işaretleri ortaya çıkmadan önce uyarıcı nitelik taşıyabileceği vurgulanıyor.
Otizmin belirgin işaretleri
Çocuğun mutlaka otizm açısından değerlendirilmesini gerektiren ve çoğu sözel gelişimle ilgili işaretlerin ise şunlar olduğu belirtiliyor:
12 aylıkken hece tekrarlama, işaretle gösterme ve diğer iletişim davranışlarının olmaması;
16 aylıkken hiçbir anlamlı kelime söylememesi;
24 aylıkken iki kelimeli spontan ifadelerin olmaması;
Herhangi bir yaşta kazanılmış olan konuşma becerilerinin veya sosyal becerilerden herhangi birinin kaybedilmesi.
Uzmanlar otizm olan çocukların yaklaşık olarak dörtte birinde sözel gelişimde gerileme yaşandığını vurguluyorlar. Örneğin birkaç ay önce 20 kelime söyleyen bir çocuğun aniden dili hiç kullanmamaya başlaması önemli bir belirti olabiliyor.
Erken müdahale çok önemli
Uzmanlar otizm ve bağlantılı bozukluklarda mümkün olduğunca erken müdahalenin büyük önem taşıdığını ve bu müdahalenin kesin otizm teşhisi konulmadan önce dahi başlayabileceğini belirtiyorlar. Bu nedenle anne-babaların otizmin erken belirtileri konusunda uyanık davranmaları ve çocuk doktorlarının da sağlıklı çocuk kontrolleri sırasında çocuğu bu açıdan da değerlendirmelerinin erken tanı ve girişim şansını artıracağı vurgulanıyor.
Taramalarda iki veya daha fazla risk faktörünün saptanması durumunda çocuğu izleyerek beklemenin doğru olmayacağı da raporda vurgulanarak; böyle durumlarda çocuk ruh sağlığı hekimleri ve ilgili olabilecek diğer uzmanlarla Otistik Yelpaze Bozuklukları açısından eş zamanlı, kapsamlı değerlendirme ve girişimlerin yapılması gerektiği belirtiliyor.
Söz konusu raporlar AAP'nin Pediatrics isimli dergisinin Kasım 2007 sayısında yayınlandı.

7 Temmuz 2013 Pazar

Otizm Belirtileri

Otizm, ilk belirtilerini erken cocukluk doneminde gosteren, norolojik temelli, ve butun gelisim donemlerini etkileyebilen bir bozukluktur. Tibbi literaturde Yaygin Gelisimsel Bozukluklar kategorisi altinda gecer (Gunumuzde ise daha cok Otizm Spektrum Bozukluklari terimi, en azindan akademik cevrelerde, daha revactadir). Otizm teshisinde, otoritelerce kabul edilmis uc onemli alandaki belirtiler goz onunde bulundurulur.
1- Insanlarla iletisim/etkilesimde bozukluklar
Ornekler:
a. Goz temasi kurmada zorlanma: Bazi durumlarda cocuk anne ile veya tanidiklarla goz temasi kurabilmesine ragmen, bu sorun daha cok yabancilarla kendisini belli eder. Yabancilarin varligindan rahatsizlik duyulur, ve cocuk bu rahatsizligini goz temasi kurmayi reddederek veya aglayarak, degisik sesler cikararak vs. belli eder. Otizm teshisinde, goz temasi kurmadaki zorluklar en onemli faktorlerden birisi olup, 1 yasindan itibaren varligini belli eder.
b. Iletisimin kalitesinde bozukluk:
- Siradan gelisen cocuklar, yaklasik 2 ile 3 yas arasi en basit tabiriyle "mis gibi oynama" diyebilecegimiz kurgusal oyun donemine girerler. Oyuncak bir muzu telefonmus gibi kullanma, oyuncak bebeklere oyuncak kaplardan yemek yedirme, oyuncak bir treni "cuf cuf" diyerek haraket ettirme vs. kurgusal oyunlara ornektir. Kurgusal oyun becerileri, otistik cocuklarda gelisimin hemen butun asamalarinda tamamiyle gelismemis olabilir, ve kurgusal oyun eksikligi ozellikle kucuk cocuklarda teshisin en onemli basamaklarindan birini olusturur.
- Iletisim bozukluklarina bir diger ornek, isaret parmagini islevsel olarak kullanamamadir, ve bu bozukluk 3 yas alti teshisinde en cok goz onunde bulundurulan belirtilerden birisidir. Yaklasik 1 yas civari cocuklar istedikleri veya ilgisini ceken seyleri isaret parmagi ile anneye veya cevresindekilere gosterirler. Isaret parmagi ile iletisim, dilin henuz gelismeye baslamadigi 2.5 yas alti donemi icin kilit onem tasir, ve otistik cocuklar siradan gelisen cocuklarin aksine isaret parmaklarini iletisim amacli kullanmazlar.
- Bir sey istediklerinde dil ile veya isaret parmagi ile ifade etmek yerine, daha cok annenin elini tutarak istedikleri seye dogru gotururler.
- Iletisim bozukluklarina bir diger ornek ise, insanlara ozellikle de yasitlarina ilgi duymamalaridir. Tek basina kalmayi tercih ederler, ve yabancilardan rahatsiz olmasalar bile onlarla ne yapilacagini bilemezler.
2- Konusma dili ve beden dili ile ilgili bozukluklar
Ornekler:
a. Konusma dilini edinmede gecikmeler gozlenir. Ailelerin dikkatini ceken ilk belirtilerin basinda gelir. Daha ilerki donemlerde konusma dili hic gelismemis olabilecegi gibi, sadece bazi bozukluklarla da kendisini belli edebilir. En onemli konusma bozukluklarina ornekler:
-Ekolali: Soyleneni aynen, vurgusuyla beraber tekrar etme. Mesela cocuga "Adin ne?" diye soruldugunda "Adin ne?" diye cevap verir. Ayrica televizyonda duydugu bir cumleyi veya repligi bir kac gun sonra aynen tekrar edebilir (gecikmis ekolali).
-Konusmada "sira alma" denilen, baskasi bir sey soylerken bekleme, ve kendisine sira gelince uygun bir sekilde konusma yerine, karsidaki insanin ne hakkinda konustuguna dikkat etmeden sadece kendi ilgi alanlari hakkinda konusabilirler. Baska bir deyisle, konusmalari tamamen baglamdan kopuk olabilir.
-Zamir kullanamama ya da zamir kullanmada zorlanma: Kendilerinden bahsederken "sen" , veya karsidaki insandan bahsederken "ben" zamirini kullanabilirler.
-Dili kullanimdaki esnekligin zayif olmasi: Kullanilan cumleler daha cok kalip niteliginde olabilir. Mesela aciktiklarinda "aciktim", "yemekte ne var" "oldum acliktan", "karnim zil caliyor" gibi ayni anlama gelebilen degisik ifadeler kullanma yerine, sadece "aciktim" gibi tek bir kalibi kullanabilirler.
b. Dilin pragmatik alaninda ya da beden dili kullanimiyla ilgili olan bozukluklar.
-Metaforik dil denilen, dildeki sakalari, ignelemeleri, esprileri anlamada zorlanma (mesela birisi "Bir yasima daha girdim!" dediginde karsidaki insanin dogum gunu oldugunu dusunebilirler).
-Beden dilini sinirli kullanim: Yuz mimikleri zayif olabilir. Beden dili baglamdan kopuk olabilir. Vucutta durus bozukluklari gorulebilir (surekli omuz kaldirma veya dusuk omuz gibi). Diger insanlarin beden dilini anlamada zorlanabilirler (mesela cocuk kalabalik bir ortamda uygunsuz davrandiginda, eger anne kas goz isareti ile bunu kesmesini ifade ettiginde, bu isaretlerin ne anlama geldigini anlamayabilir).
3-Steryotipik (tekrar edici) hareketler, belli bir rutine (duzene) siki sikiya
baglilik, degisik veya takintili ilgi alanlari
Ornekler:
a. Tekrar edici hareketler:
- Siklikla parmak ucunda yurume (daha cok uc yas alti cocuklarinda gozlenebilir)
- El cirpma, el sallama, her hangi bir nesne sallama, govdeyi ileri geri sallama, etrafinda donme vs.
- Oyuncaklarla, sinirli da olsa oyun kurarak oynama yerine, sadece belli bir parcasina takintili derecede ilgi gosterme. Mesela arabayi surerek oynamak yerine, tekerlekleri dondurme, ve bu harakete saatlerce bakabilme.
b. Belli bir duzene siki sikiya baglilik:
- Her zaman ayni yoldan gitmeyi tercih edebilir. Baska yola sapildiginda asiri tepki gosterebilir
- Evdeki degisikliklere (mesela tamirat, oda degisimi, esyalarin yerinin degisimi vs.) asiri tepki gosterme
- Yabancilara, misafirlerin gelmesine tepki gosterme
- Gunluk duzenindeki ufak degisikliklere tepki gosterme (mesela kahvaltiyi saat 8'de degil de 10 da yapmak gibi)
- Otistik cocuklarin buyuk kisminin beslenme ve giyim ile ilgili ciddi takintilari olabilir. Mesela sadece kirmizi ve turuncu yiyecekler yeme, sadece kati yiyecekler yeme, sadece 10 degisik cesit yiyecek yeme ve diger yiyecekleri kesinlikle yememe, sadece (kizlar icin) etek giyme pantolon giymeyi reddetme, kahverengi herhangi bir kiyafet giymeyi reddetme, mevsimsel kiyafet degisikliklerine tepki gosterme vs. vs.
c. Degisik, ilginc, takintili ilgi alanlari:
- Iletisimde ve dilde zorlanmaya ragmen, ozellikle gorsel hafizayla ilgili alanlarda bazi durumlarda yasitlarindan bile ilerde olabilirler. Haritalar, metro ve otobus guzergahlari, puzzle'lar vs. en cok ilgili olduklari alanlara ornek olarak gosterilebilir.
- Daha buyuk yasta ve daha ileri seviyedeki otistik cocuklar sadece bir alana takintili bir sekilde egilebilirler (bilgisayar, dunyadaki farkli turdeki kuslar, arabalar, araba parcalari, ulkelerin baskentleri ve cografi ozellikleri vs. kanularinda uzmanlik derecesinde bilgi toplayabilirler)

10 Haziran 2013 Pazartesi

Asperger Sendromu

Asperger Sendromu otizmin başka bir türüdür.Aspergerli bireylerin öğrenme ile ilgili problemleri yoktur.Fakat bazı seyleri anlamak diğer otizmli bireyler gibi onlara da zor gelir.Diğer bireylerin ne hissettiğini anlamakta,kendi isteklerini uygun şekilde aktarmakta zorlanmaktadırlar.Yeni arkadaşlar edinmekte ve yeni ortamlara girdiklerinde uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar.Diğer insanların düşüncelerini ve duygularını anlamakta zorlanmatadırlar.Yapılan şakaları ve soyut düşünceleri anlamakta zorlanmaktadırlar.Asperger tanısı alan bireyler konuşmada zorlanma ya da gecikme yaşamazlar.Konuşmalarında gramer yapısı düzgün cümleler kurmalarına rağmen içerikle ilgili sıkıntılar yaşarlar.Fakat bu bireylerin normal yaşta konuşmaya başlamaları ve gramer anlamında düzgün cümleler kurmaları konuşma ve dil terapisine ihtiyaçları olmadığı gibi bir kanı uyandırmaktadır.Oysa ki cümlelerin düzgün kurulması ve konuşmanın var olması,bu eğitime ihtiyaçları olmadığı anlamına gelmemektedir.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Özel Eğitim Nedir.

ÖZEL EĞİTİM UZMANI VE ÖZEL EĞİTİM UZMANI KİMDİR?
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 2000 yılında hazırladığı 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede özel eğitim “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların özür ve özeliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanmıştır.
Özel eğitim öğretmeni ise; üniversitelerin eğitim fakültelerinde yeralan özel eğitim programlarından 4 yıllık lisans eğitimi almış, zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler ana bilim dallarında branşlaşmış personeldir. Özel eğitim öğretmenleri aynı programda 2 yıllık yüksek lisans derecelerini aldıklarında ise “özel eğitim uzmanı” ünvanını alırlar. Özel eğitim öğretmenleri, devlet okullarında, özel rehabilitasyon merkezlerinde, ya da özel eğitim hizmeti sunulan diğer kurumlarda görev yapabilirler. Türkiye’de şu anda 8 üniversitede özel eğitim programları bulunmaktadır. Her program yılda yaklaşık olarak 50 özel eğitim öğretmeni mezun etmektedir. Özel eğitim öğretmenleri öğrencinin “bireysel eğitim program” larının hazırlanması için oluşturulan ekibe de başkanlık eder.
EĞİTSEL TANILAMA VE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Özel eğitimde eğitsel tanılama ve değerlendirme süreci Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde aşağıdaki gibi tanımlanmıştır. Bu bilgi http://orgm.meb.gov.tr/ adresinden aynen alınmıştır:
Eğitsel değerlendirme ve tanılama
MADDE 7- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde, eğitsel amaçla bireyin tüm gelişim alanındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları belirlenerek en az sınırlandırılmış eğitim ortamına ve özel eğitim hizmetine karar verilir.
(2) Bireyin eğitsel değerlendirme ve tanılaması rehberlik ve araştırma merkezinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından nesnel, standart testler ve bireyin özelliklerine uygun ölçme araçlarıyla yapılır. Tanılamada bireyin; tıbbî değerlendirme raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim öyküsü, tüm gelişim alanlarındaki özellikleri, akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri, eğitim performansı, ihtiyaçları, eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi ve bireysel gelişim raporu dikkate alınır.
(3) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; eğitimin her tür ve kademesindeki geçişler ile bireylerin eğitim performansı ve eğitim ihtiyaçları dikkate alınarak veli ya da okulun/kurumun isteği üzerine gerektiğinde tekrarlanır.
(4) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için Ek-1’de yer alan Özel Eğitim Değerlendirme Kurul Raporu hazırlanır. Bu rapor, özel özel eğitim kurumlarından eğitim ve destek eğitim hizmeti alan öğrenciler için her yıl yenilenir.
(5) Millî eğitim müdürlükleri, örgün ve yaygın eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, üniversiteler, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı birimler ve yerel yönetim birimleri özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitsel değerlendirme ve tanılanması amacıyla RAM’a yönlendirilmesinde sorumluluğu paylaşırlar.
(6) Eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerine ilişkin bilgi işlem hizmetleri Bakanlıkça geliştirilir.
Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri
MADDE 8- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamanın ilkeleri şunlardır:
a) Eğitsel değerlendirme ve tanılama erken yaşta yapılır.
b) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri ile eğitim ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek yapılır.
c) Eğitsel değerlendirme ve tanılama; fiziksel, sosyal ve psikolojik bakımdan birey için en uygun ortamda yapılır.
ç) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin yetersizliğine göre birden fazla yöntem ve teknik ile uygun ölçme araçları kullanılarak yapılır.
d) Eğitsel değerlendirme ve tanılama, bireyin eğitim ihtiyacı ve gelişimi dikkate alınarak gerektiğinde tekrarlanır.
e) Eğitsel değerlendirme ve tanılamada, bireyin öğrenme ortamları ile yeterli ve yetersiz olduğu yönler birlikte değerlendirilir.
f) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde veli, okul ve uzmanlar iş birliği içinde çalışırlar.
g) Eğitsel değerlendirme ve tanılama sürecinde ailenin ve gerektiğinde bireyin görüşü alınır.
ğ) Eğitsel değerlendirme ve tanılama süreciyle ilgili olarak birey ile ailenin görüş ve onayları alınmadan hiçbir açıklama yapılamaz. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonuçları sadece yasal ve eğitimle ilgili kararlar almak için kullanılır.
Eğitsel değerlendirme ve tanılama için gerekli belgeler
MADDE 9- (1) Eğitsel değerlendirme ve tanılamaya alınacak bireyler için aşağıdaki belgeler istenir:
a) Bireyin, velisinin ya da okul/kurum yönetiminin yazılı başvurusu.
b) Okula/kuruma kayıtlı öğrenciler için bireysel gelişim raporu.
c) Herhangi bir okula/kuruma kayıtlı olmayan bireyler için başvurduğu RAM’ın sorumluluk bölgesi içinde ikamet ettiğini gösteren belge.
ç) Gerektiğinde tıbbî tanılaması ile ilgili sağlık kurulu raporu.
Eğitim planı
MADDE 10- (1) Özel eğitime ihtiyacı olan her birey için Ek-1/a’da yer alan Eğitim Planı Örneği hazırlanır. Eğitim planında, bireyin tüm gelişim ve akademik disiplin alanlarındaki performansı ile öncelikli eğitim ihtiyaçlarına göre belirlenen yıllık amaçlar yer alır.
(2) Eğitsel değerlendirme ve tanılaması ilk kez yapılan her bireyin eğitim planı özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından hazırlanır.
(3) Eğitim planı yeniden hazırlanırken öğrencinin o yıla ait bireysel gelişim raporu ile bir önceki eğitim planı dikkate alınır.
(4) Resmî okul ve kurumlara devam eden öğrencilerin eğitim planı her yıl BEP geliştirme birimi tarafından yenilenir.
(5) Eğitim ve/veya destek eğitim hizmeti verilen özel özel eğitim okul ve kurumlarındaki bireylerin eğitim planı her yıl özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yenilenir.

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Otizm ve Duyular

Beş duyumuz görme,işitme,duyma,dokunma,koklama otizmli bireylerde bir takım farklılıklarla ortaya çıkabilİir.Otizmli bazı bireyler parlak ısşılkarı ve renkleri sevmeyebilir.Bazıları ise bunlardan çok hoşlanabilir.Bazı otizmli bireyler yüksek seslerden rahatsız olabilirken bazıları da belli sesleri çok sevebilir.Bazı kokular onları rahatsız edebilirken bazı kokuları da çok sevebilirler.Bazı bireyler dokunulmasını istemezken bazılarıda dokunulmaktan ve dokunmaktan çok hoşlanabilir.Bazı bireyler yemek ve tatlar konusunda çok seçici olabilirken bazıları da her türlü yemeği sevebilir.

24 Nisan 2013 Çarşamba

Sık Sorulan Sorular

  • Özel Eğitime Ne Zaman Başlanmalıdır?

Özel eğitime gereksinimi olan bireyin eğitimine tıbbi tanılama süreci tamamlandıktan hemen sonra hiç vakit kaybedilmeden başlanması en uygun olanıdır. Tıp alanında geçerliliği olan “erken tanı, hayat kurtarır” sözü özel eğitim alanı içinde geçerlidir. Bireyin bireysel farklılıklarını belirlemek ve buna uygun eğitim programını bir an önce hazırlayıp uygulamaya geçirmek bireyin eğitim ve öğretim hayatında daha hızlı ve daha kısa sürede yol almasına olanak tanıyacaktır. Aynı zamanda erken eğitim ailelerin, çocuklarının ihtiyaçlarının zaman fark etmeden farkına varmaları ve çocukları için gerekli eğitim ortamlarını hazırlayabilmeleri açısından da büyük önem taşımaktadır.

  • Konuşma Terapisine Ne Zaman Başlanmalıdır?

Özel eğitim alanında olduğu gibi bu alanda da erken tanı çok önemlidir. Ailede yer alan diğer bireylerin geç konuşması, bazı şeylerin gerçekleşmesinin beklenmesi gibi tanı ve terapi sürecinin gecikmesine yol açacak nedenlerden uzak durup hızlı hareket edilmesi gerekmektedir. Ayrıca konuşma terapisine başlamak için bireyin bazı becerilere sahip olması gerektiği doğru değildir. Özel eğitim ve konuşma terapisi aynı zamanda başlamalı ve beraber devam etmelidir.

  • Otizmi Olan Birey Ne Kadar Ve Ne Sıklıkta Eğitim Almalıdır?

Dünyanın pek çok ülkesinde, otizmi olan bireylerin eğitim ortamları ve eğitim programları, bu bireylerin tam zamanlı olarak eğitim almalarını hedeflemektedir. Türkiye’de bun a yönelik çalışmalar olmasına karşın, bu düzenlemeler henüz ihtiyacı karşılayacak nicelikte ve nitelikte değildir. Bu nedenle eğitim ortamları seçilirken, verilen eğitimin sıklığının ve sayısının yanı sıra, alınan eğitimin niteliğinin ve kalitesinin de aile tarafından göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Aileler, birey için düzenlenen eğitim programlarının içeriği, uygulanması ve sürekliliği gibi konularda eğitmenle eşgüdümlü çalışmalı ve kendilerini çocuklarının eğitimi konusunda sürekli yenilemelidirler.

  • Özel Eğitimin İçinde Kimler Yer Almalıdır?

Özel eğirim dünyanın birçok ülkesinde “ekip işi” olarak ele alınır ve pek çok uzmanın bir araya geldiği, özel eğitime gereksinimi olan bireyin farklı ihtiyaçlarına cevap verecek bir ekip tarafından uygulanır. Öncelikle bu ekipte yer alması gereken bireyler şunlardır: özel eğitim uzmanı, özel eğitim uzmanı önderliğinde sınıf öğretmeni, aile bireyleri ve tıp doktorlarıdır. Bunlara ek olarak bireyin ihtiyacına göre konuşma ve dil terapisti ya da patoloğu, psikolog ve fizyoterapist de bu ekibin içinde yer alması gereken uzman personeldir. Ne yazık ki ülkemizde özel eğitim ve konuşma ve dil terapisi gibi alanlarda bu alanlarda eğitim almamış kişiler tarafından eğitim verilmektedir. Bu yüzden ailelerin eğitim verecek kişilerin uzmanlık alanlarını sorması çok önemlidir.

  • Standart Testler

Standart testler, adından da anlaşıldığı üzere belli bir norm gurubu baz alınarak hazırlanmış, bireyin yaklaşık olarak hangi yaş düzeyinde ya da zihinsel düzeyde olduğunu ortaya koyan testlerdir.Standart testler, bize bir bireyin yaş ve zihinsel düzeyi ile ilgili bilgi sağlamakla birlikte, bireysel özellikleri ve bu birey için gerekli olan eğitim ortamlarının hazırlanması gibi konularda ek başına yeterli olmamaktadır.

Bu testlerle, bireyin var olan düzeyi belirlendikten sonra ,genellikle öğretmen yapımı olan ve bireysel farklılıkları daha fazla ortaya çıkaran ölçüt bağımlı testler yani standart olmayan testler ile bireyin “bireysel eğitim programı” hazırlanır.

Ülkemizde otizmi olan bireylere uygulanan standart testler, bu alanda uygulanan standart testlerin sınırlılığından dolayı diğer engel gruplarına uygulanan standart testlerden farklılık göstermemektedir.

Bu testler bireyin genellikle sözel performansını sergilemesine yarayan, bireyi diğer alanlarda kapsamlı olarak yeterince değerlendirmeyen ölçeklerdir. Otizmi olan bireyin en sınırlı olduğu alanlardan biri olan sözel iletişim alanında bu testlerle değerlendirilmesi, doğal olarak doğru sonuçlar vermemektedir. Son yıllarda dünyada yapılan araştırmalar otizmi olan bireye, en yetkin olduğu alan olan görsel beceriler alanında testler uygulandığında, bireyin performansı hakkında daha sağlıklı sonuçlar alınabildiğini göstermektedir.

  • Otizm ve Zihinsel Engel Bir arada Bulunabilir mi?(Mental Retardasyon)
“Otizm Spektrum Bozukluğu” olarak adlandırılan durum, geniş bir yelpazede yer almaktadır. Hiçbir otizmi olan birey diğerine benzer özellikler göstermemektedir ve bu yelpazenin herhangi bir yerinde bulunabilmektedir.Bazı durumlarda zihinsel engel otizmin yanında yer alabilirken,bazı durumlarda yer almamaktadır.Daha önceden sıklıkla inanılan “otizmi olan bireylerin %75-80’i aynı zamanda zihinsel engellidir “ yargısı son yıllarda otizmi olan bireylere sözel testlerden ziyade görsel testlerin uygulanması daha sağlıklı sonuçların alınması ile,gün geçtikçe geçerliliğini kaybetmektedir.Otizmi olan bireyin zihinsel engelinin olup olmadığına standart testlerden çok ölçüt bağımlı testler uygulanarak karar verilmelidir ve bireyin özelliklerine ve performansına uygun eğitim programları desenlenmelidir.

  • Otizm Mi Otistik Belirtiler Gösteren Mi?

Otizm tek başına görülebildiği gibi, başka engel türleriyle birlikte ya da bu engel türlerinin yanı sıra görülebilen bir durumdur.Bireyin otizm ile tanılanabilmesi için;sözel iletişimde sınırlılık,sosyal becerilerde yetersizlik ve tekrarlı davranışların varlığı gibi alanların tümünde gözle görülebilir sınırlılıklar sergilemesi gerekmektedir.Bunun yanı sıra başka engelleri olan bireyler (zihinsel engel,bazı genetik sendromlar) de yukarıda sözü edilen alanların bir veya bir kaçında sınırlılıklar gösterebilmektedir.Fakat bu bireyin otizm tanısı almasına her zaman neden olmamaktadır.

  • Otistik Mi, Otizm Mi Olan Mı?

“OTİSTİK” terimi günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir terim olmasına karşın, dünya literatüründe “OTİZMİ OLAN” ifadesinin kullanımı gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır.Bir bireyi otistik olarak tanımlamak o bireyin var olan diğer özelliklerini (çocuk olması,insan olması) göz ardı edip ,sadece durumu ile tanımlamak anlamına gelir.Bireyi “otizmi olan bir birey” olarak tanımlamak ise; o kişiyi önce bir birey,daha sonra otizmi yaşayan bir kişi olarak tanımlamak anlamına geleceğinden ,daha az örseleyici,daha az onur kırıcı olduğundan ve daha fazla saygı ifade ettiği için daha doğrudur.

  • Otizmi Olan Bireylerin Neden Konuşma Ve Dil Terapisine İhtiyacı Vardır?

Otizmi olan bireyler iletişim alanında problemler yaşarlar. Bireylerle iletişim kuramayan ve kendini ifade edemeyen birey bir takım davranış problemleri göstermeye başlar. Konuşma ve dil terapisinin amacı bireyin iletişim becerilerini arttırmak ve geliştirmektir.

13 Ocak 2013 Pazar

Otizm Nedir ?



Otizm yaşam boyu süren bir durumdur.Otizm her bireyi farklı düzeyde etlkiler.Otizm ömür boyu süren bir durumdur ama otizmi olan bireyler birçok beceriyi gerçekleştirebilir ve birçok şeyi öğrenebilirler.Otizmi olan bireyler insanlar duygularını,isteklerini,anlatmakta zorlanırlar.Yeni inanlarla tanuşmakta ve arkadaşlar edinmekte zorlanırlar.Diğer insanların ne düşündüğünü anlamakta zorlanırlar.Otizmin sebebi bilinmemektedir.Çocuğunuzun otizmli doğmasının sebebi sizin kötü bir ebeveyn olmanız değildir!
Bazı ailelerde birden fazla otizmli birey olabilir .Bu da otizmin genetik olabileceği sorusunu akııllara getirmektedir ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.Ama kesin olan şudur ki otizmin sebebi psikolojik bir durum değildir.Otizmi olan bireyler konuşamayabilir.Başka insanların ne söylediğini anlamakta zorlanabilir.Sadece en sevdikleri şeyler hakkında konuşabilir.
Diğer insanların söylediklerini taklit edebilir.Diğer insanların duygularını anlamakta zorlanabilir.Diğer bireylerin oyunlarına katılmak istemeyebilir.Her gün aynı şeyleri yapmaktan,aynı oyunu oynamaktan zevk alabilir.Otizmli bireyler için koordinsayon gerektiren aktiviteler zor olabilir.
Çatal kullanmak,makasla kesmek, bisiklete binmek ya da bıçakla kesmek zor gelebilir.Bir alanda matematik,sanat ya da dil gibi çok iyi olabilirler.Görsel olarak öğrenen bireyler oldukları için gözlem yoluyla başka bireylerin yaptıklarına bakarak yapılanı kolaylıkla öğrenebilirler.Bir aktivitede dikkatlerini toparlayıp yoğunlaştırabilirler.Otizmli bireylerde öğrenme güçlüğü olabilir.
Otizmli bireylerin %70-80'nin zihinsel engelli olduğu doğru değildir.Otizmli bireyler öğrenen fakat öğrendiklerini uygun şekilde uygulamakta sıkıntı yaşayan bireylerdir.Otizmli bireyler okuma-yazma öğrenebilir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız